Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) için bireysel bilişsel davranışçı terapinin oldukça etkili olduğu uzun zamandır çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Öte yandan OKB için grup terapilerinin ne kadar etkili olabileceği tartışma konusuydu. Son zamanlarda OKB için bireysel ila grup terapilerinin etkinliğini karşılaştırmak amaçlı birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaların sonucunda grup terapinin de en az bireysel terapi kadar, semptomların tedavi edilmesi konusunda etkili olabileceği görülmüştür.
Avantajları
Grup terapinin yapısı aşağı yukarı bireysel terapi ile aynı olsa da grup terapisinin birçok avantajı bulunmaktadır. Bunlar arasında aşağıdakiler bulunmaktadır:
Fiyat: Genellikle bireysel terapi, grup terapisine kıyasla daha uzun sürer ve problemler tek tek ele alınır. Grup terapisi hem maddi olarak daha ucuz hem de daha kısa sürelidir. Bu da onu makul kılar.
Sosyal Destek: OKB hastası olan birçok kişi için yalnızlık büyük bir problemdir. Genellikle bu kişiler ya kendilerini sosyal yaşamdan soyutlamışlardır ya da başkaları onlarla görüşmeyi kesmiştir. Grup terapi size yalnız olmadığınızı ve sizin gibi olan başkaları olduğunu gösterir. Aynı zamanda diğer üyelerden OKB ile baş etmede alınacak ipuçları da önemli olmaktadır.
Artan Motivasyon: Aynı tek başına spor salonuna gitmeye birçok insanın üşenmesi gibi, terapi için de tek başına yeterli motivasyonu sağlamak zordur. Terapiyi grup ortamında yürütmek diğerlerinden teşvik ve destek görmenizi sağlar. Hatta diğerlerine değişim konusunda örnek dahi olabilirsiniz. OKB semptomlarına dair paylaşım yapmak çok güçlü ve etkileyici bir deneyimdir.
Grup Terapisinden Maksimum Yararı Sağlamak
Grup terapi avantajlara sahip olsa da ancak verdiğiniz zaman karşılığını alabileceğiniz bir terapi çeşididir. Yani eğer ki arkanıza yaslanır ve sadece diğerlerini dinlerseniz herhangi bir yarar görmemeniz oldukça olasıdır. Aşağıda grup terapisinin sizin için yararını arttıracak olan dört ipucu sıralanmıştır:
Konuşun: Günlük yaşamda kendi OKB semptomlarınıza, sizin deyiminizle takıntılarınıza değinmek, bunları diğerleri ile paylaşmak oldukça zor olabilir; hele bunlar cinsel içerikli veya size utanç getiren konularda ise. Ancak grup terapisi güvenli bir ortamdır. Her ne kadar arkanıza yaslanıp sadece diğerlerini dinlemek, konuşmamak sizin için daha güvenli gözükse de, kendi deneyimlerinizi paylaştığınızda diğerlerinden geribildirim alabileceğinizi ve onların söylediklerini kendi yararınıza kullanabileceğinizi unutmayın; konuşun.
Seanslara mümkün olabildiğince katılın: Seanslara olabildiğince düzenli eğer mümkünse her zaman katılmanız büyük önem taşımaktadır. Üyelerin her hafta değiştiği bir grubun düzeni yoktur. Bu da grup içerisinde oluşması gereken güven ilişkisini zedeler. Aynı zamanda her hafta size verilecek ödevleri tamamlamanız önemli olacaktır. Gruba bağlılığınız tedaviniz için en gerekli faktördür.
Farklılıkları kabul edin: Herkesin aynı olmadığını veya anlaşmak zorunda olmadığını kabul etmeniz gerekir. Her ne kadar terapist grup içerisinde uyumu sağlamaya çalışsa da sizin için ters, zor veya olayları sizin gibi görmeyen bir insanla karşılaşma olasılığınız yüksektir. Eğer gruptaki bir başka üye sizin gruba katılmanızı keyifsiz hale getiriyor ise terapist ile konuşabilirsiniz.
Değişime kendinizi adayın: Son olarak, araştırmalar psikoterapinin her çeşidinden en fazla yararı gören kişilerin değişime motive olmuş, denemeye gönüllü ve kendini terapiye adayan kişiler olduğunu göstermiştir. Bilişsel davranışçı terapi için de gönüllülük ve işbirliği esastır. Bu konuda kendinizi hazır hissetmiyorsanız veya sorularınız varsa terapistiniz ile görüşebilirsiniz.