GRUP TERAPİSİ NEDEN FAYDALIDIR? 

Grup terapisinin beş temel faydası bulunduğu belirlenmiştir. Bunlar aşağıdaki gibidir: 

  1. Grup terapisi tek başınıza olmadığınızı fark etmenizi sağlar: Birçok kişi kendi endişelerini, kaygılarını, bağımlılıklarını, sıkıntılarının sadece kendilerine özgü olduğunu ve kendilerinde büyük sorunlar olduğunu düşünürler. Problemlerinin kabul edilemez olduğuna dair algı geliştirirler. Her birimiz ne kadar kendimize özgü niteliklere, özelliklere sahip olsak da boğuştuğumuz şeylerde tek başımıza değilizdir. Bunları grup ortamında paylaşabiliyor olmak, izolasyon algısından kurtulmamızı sağlayacak ve bizim gibi başkalarının olduğunu keşfetmek bizim durumumuzu normalleştirmemizde faydalı olacaktır. Irvin Yalom yıllarca grup terapisine katılan kişiler ile bir etkinlik yapmıştır. Onlardan gruba kesinlikle anlatamayacakları bir şeyi nota yazarak kendileriyle paylaşmalarını istemiştir. Bu kağıtları okuduğunda fark etmiştir ki, ‘sır’lar birbirine çok benzerdir. Birçok kişi bunların sadece kendilerine özgü yetersizlikler olduğunu düşündüğünden paylaşmayı tercih etmemiştir.  
  1. Grup terapisi destek verme ve almayı teşvik eder: Grup terapisiyle ilgili en yaygın yanlış alglardan biri şudur ; kişilerin sırayla terapistten bireysel destek aldığı ve bu sırada diğerlerinin izleyici olduğu düşünülür. Ancak bu yanlıştır. Üyeler birbirlerinin paylaşımlarını teşvik eder, birbirlerine geribildirim verir, iletişime girerler.  
  1. Grup terapisi kendi ‘sesinizi’ bulmanızı sağlar: Buradaki ses, kendi duygularınızın, ihtiyaçlarınızın farkında olmak ve onları ifade edebilmeyi anlatır. Grup terapilerinde terapist kişilerin seans boyunca nasıl hissettiğini anlatmaları ve bu konuda konuşmayı teşvik eder.  
  1. Grup terapisi diğerleri ve kendinizle daha sağlıklı şekillerde başa çıkmanızı sağlar: Genellikle kişiler için kendi ilişkilerinin neden yürümediğini, sosyal ilişkilerde nasıl hatalar yaptıklarını anlamak çok kolay olmaz. Ancak grup terapisi herkese bu konuda bir iç görü kazandırma imkanı tanır. Grup terapisi güvenli bir mikro kozmos yaratır ve kişilerin sosyal ilişkilerinde yaptıkları hataları, düzeltmeleri gereken noktaları görmelerini sağlar. Kendimizle, iletişimimizle, söz almamızla, dinleme yeteneğimizle, paylaşımlarımızla ilgili neler fark ediyoruz? Örneğin bir grup üyesi kendini dışa dönük ve yabancılara karşı aşırı arkadaş canlısı görüyor olabilir. Ancak diğerleri onun arkadaş canlılığının gerçek görünmediğini ve hatta boğucu olduğunu ifade ediyor olabilirler.  
  1. Grup terapisi güvenli bir bağ sağlar: Kişilerin kendi hayatlarıyla, kendi istekleri, korkuları, sıkıntılarıyla ilgili paylaşım yapabilmeleri için grup terapisi ortamı güvenli bir ortamdır.

GRUP TERAPİSİ HANGİ ALANLARDA UYGULANIR? 

Günümüzde grup psikoterapileri çok çeşitli alanlarda uygulanabilir. Aşağıdaki grup terapilerinin en etkili olduğu alanlardan bazıları yer almaktadır:

  • Depresyon 
  • Panik Bozukluğu 
  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu 
  • Sosyal Fobi 
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu 
  • Obsesif – Kompulsif Bozukluk 
  • Distimi 
  • Psikotik Bozukluklar (Destekleyici ve Sosyal Etkileşim Grupları) 
  • Yeme Bozuklukları (AnoreksiyaBulimia, Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu) 
  • Diyet Destek Grupları 
  • Bipolar Bozukluk Psiko-eğitim veya Destekleyici Gruplar 
  • Madde ile İlişkili Bozukluklar 
  • Cinsel İşlev Bozuklukları 
  • Kronik Hastalıklar 
  • Kişilik Bozuklukları 
  • Kronik rahatsızlığı olan bireylerin yakınları için destekleyici gruplar 
  • Yas ve Kayıplar 
  • Okul veya iş ile İlişkili Problemler 
  • Çatışma Çözümü 
  • Kişisel Gelişim, Farkındalık ve Kabullenme 
  • Ebeveynlik Eğitimi

GRUP TERAPİ KİMLER İÇİN UYGUNDUR? 

  • Grup terapiye dahil olmak için en gerekli ölçüt kişisel motivasyondur. Kişilerin terapi için güdülenmiş olması yani motivasyonunun yüksek olması terapinin etkinliği açısından oldukça önemli bir faktördür. Grup terapisi, kişilerin yakınlarının yönlendirmesi ile başlamaz. Gönülsüz eğilimle başlayan kişilerin grup terapisinde ilerleme elde etme şansları oldukça düşüktür. Gruba ilişkin önyargılar terapist tarafından düzeltilebilir ancak kişinin ciddi bir isteksizliği olduğu aşikar ise, sadece birilerinin zorlaması ile grup terapiye başlıyor ise dahil edilmemesi daha uygundur.  
  • Çoğu araştırma göstermiştir ki grup terapiden en fazla fayda sağlayanlar bireylerarası alanda önemli sorunlar yaşayanlardır. Yalnızlık, çekingenlik, toplumsal olarak kendini geri çekme, sosyal kaygılar, biri ile sağlıklı bağ kurma ve sevmede yetersizlik, aşırı hırslı ve saldırgan olma, empati eksikliği, diğerlerine karşı güvensizlik, agresif tavırlar, paranoid düşünceler, sevilmeme ve reddedilme korkuları, aşırı itaat etme, boyun eğicilik, pasif agresif tavırlar, diğerleri için aşırı sorumluluk alma, başka insanlara aşırı bağımlı olma gibi semptomlar gösteren kişiler grup terapisi için iyi adaylardır.  
  • Kişinin kendi yaşamındaki olayları anlatmaya hem istekli hem de bu sözel beceriler konusunda yeterli olması gerekir.  
  • Bazı araştırmalarda ani tepki veren, duygularını denetlemeyen yani dürtüsel davranış sergileyen kişilerin bireysel terapiden ziyade grup terapilerinde daha fayda gördüğü gösterilmiştir. Bunun sebebi olarak da; bireysel terapide terapistin hem katılımcı hem gözlemci rolü üstlenmesi gerektiği ve bunda zorlandığı, ancak grup terapisinde bu iki rolün üyeler arasında bölüştürülmesi sebebiyle durumun daha iyi ele alınması gösterilmiştir.  
  • Birçok kişi bireylerarası dışındaki sorunlar nedeniyle grup terapilerine katılmayı ister. Bu sorunlar arasında yaşamdaki bazı şeyleri kaybetme duygusu, yoğun boşluk hissiyatı, depresyon, yaygın kaygı, hayattan zevk alamama, kendini küçümseme veya kendine yönelik zarar verme davranışları, başarı konusundaki aşırı takıntılar yer almaktadır.

GRUP TERAPİ KİMLER İÇİN UYGUN DEĞİLDİR? 

Grup terapistleri genel olarak gruba üyeleri ‘seçmezler’, bunun yerine ‘elerler’. Yani terapi grubu içerisinde yeterli uğraşı vermeyecek kişileri belirler ve bunları terapiye dahil etmezler. Aslında neredeyse hemen herkes için belirli gruplar faydalıdır, diğerleri değildir. Örneğin boşanma kararı aşamasında karar vermesi gereken bir üye için dinamik uzun süreli bir grup iyi bir seçim olmaz. Bunun yerine kararını verdikten sonra sonuçlarıyla yüzleşmek ve onları nasıl daha olumlu halde alacağını düşünmek adına gruba katılımı daha faydalı olur. Peki genel olarak kimler grup terapisi için alınmaz?

  • Öncelikle beyin hasarı olan kişiler, paranoid veya hipokondriyak kişiler, ilaç ya da alkol bağımlısı kişiler, sosyopat veya psikopat kişiler, akut psikoz geçiren kişiler grup terapisi için uygun adaylar değillerdir. Irvin Yalom (2003) kitabında bunun sebeplerini bu kişilerin kendilerine olduğu kadar gruba da zararlı olan roller alabilecekleri ve yıkıcı etkiler yaratabilecekleri olarak açıklamıştır. Örneğin antisosyal olan kişiler grup normlarını ihlal ederler, diğer üyeleri kendi çıkarlarına göre kullanırlar veya grup içerisinde alt gruplaşmalar, hiyerarşik düzenler yaratmaya çalışırlar. 
  • Evlilik, boşanma, orta yaş krizi, çocuk sahibi olma gibi akut yaşam krizlerinin ortasındaki kişiler için grup terapisinden ziyade bireysel terapi önerilmektedir. 
  • Aşırı çökkün ve intihara meyilli olan kişiler için de grup terapiden ziyade bireysel terapi önerilmektedir. Bunun sebebi de bu kişilerin ihtiyaç duydukları aşırı zaman ve ilgiyi grup içerisinde bulamayacakları ve diğerlerini yönetmede çok endişe verici ve zorlayıcı bir konum yaratacaklarıdır.  
  • Düzenli olarak gelemeyecek kişileri grup terapisine almamak uygun olacaktır. Katılım devamlılığı grup dinamikleri açısından son derece önemlidir. Aynı sebeple gruba gelişleri başka kişilere bağlı olan ve uzun süreli uyum sağlayamayacak kişileri dahil etmemek de doğru olacaktır.  
  • Uzak bölgelerde oturan kişilerin genellikle evlerine yakın bölgelerde olan grup terapilerine katılmaları önerilir. Her ne kadar istisnalar mevcut olsa da uzaklık kişilerin gruba devamlılığını engelleyen dolayısıyla tedavinin başarısını düşüren bir faktör olmaktadır. 
  • Grup içerisindeki en az işlevselliğe sahip üye kadar başarılıdır ve ancak bu seviyede ilerler. Bu nedenle grubun homojen olması, diğer üyelerden ciddi seviyede farklılığı olan kişilerin dahil edilmemesi önemlidir.  
  • İyileşme hedefleri iyi saptanmış kişiler için (örneğin yakın dönemde ayrılık yaşamış ve bunun yasını tutan) uzun dönemli grup terapisi etkili olmaz. Bu kişiler kendi problemleri çözülür çözülmez terapiyi bırakma eğiliminde olacaklardır. Bu kişilerde istisna şu şekilde olur; kişi kendisinin de sorumlu olduğu ve değiştirmek istediği sorunun farkındaysa iyi bir grup terapi adayıdır.  
  • Çok az seviyede rahatsızlığı olan kişiler genellikle motivasyonu düşük kişilerdir, terapi süresine karşı isteksizdirler. Ancak daha yüksek derecede rahatsızlığı olan kişiler grubun kendisine yardım edebilirliği inancına daha bağlıdır, bu da onları terapiye devam etmeye daha motive hale getirmektedir. Gruba dahil etme sürecinde bunu da göz önünde bulundurmak gerekir. 
  • Kendini değerlendiremeyen, diğerleri için kaygılanamayan veya duygularını ortaya koyamayan kişiler grup etkinliklerine katılmaktan fazla tatmin olmayacaktır. Bu kişiler arasında şizoid kişilik bozukluğuna sahip olanlar, psikosomatik belirtiler gösterenler ve zeka geriliği olanlar yer alır. Bu kişilerin homojen gruplara dahil edilmemesi faydalı olacaktır.

Kaynak 

Yalom, I. (2003). Kısa Süreli Grup Terapileri, Kabalcı Yayıncılık: İstanbul